Abant Gölü

Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz bloguma :)) Gittiğim gördüğüm yerleri, yaptığım birçok şeyi sizinle paylaşmaya çalışacağım.

Buna Abant gezim ile başlayayım. Abant Gölü, Bolu'nun 34 km güneybatısında bulunan heyelan set gölüdür. Bolu Ankara'dan 2 saat, İstanbul'dan 3 saat uzaklıktadır. Abant hakkında daha fazla bilgi için tık tık.Sakinliği sevdiğimiz için kışın gitmeyi seçtik ama baharda da ayrı bir güzelliğinin olduğunu söylediler. Biz kar yağışı nedeniyle otobüsle gitmeyi seçtik. Abant'a gitmek için Bolu otogarının önünden geçen Abant otobüslerine biniyoruz. Yalnız dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta
bu otobüsler Bolu'dan en son saat 3'te Abant'tan da saat 5'te kalkıyor. O saatten sonra ulaşım yoldan geçen bir araçla olabilir ancak. Abant Gölü'nün içinde birkaç tane lüks otel var fakat biz sürekli gezmek istediğimizden o otelleri tercih etmedik. Abant Gölü'nden birkaç km öncesinde yol kenarında sıralanmış otel ve pansiyonlar var. Biz Kartal Yuvası Otel'i tercih ettik. Çok güzel, çok rahat bir oteldi. Otel sahiplerine de teşekkür ederim. İlgi alaka bakımından çok çok iyi bir oteldi. Özellikle sabah kahvaltıları masadan kalkmak istemeyeceğiniz türden.

bu da yine otelden bir kare

odanızda sizi muhteşem bir yatak bekliyor :) ve akşam olduğunda bir yandan dışarda yağan kar ve bir yandan da şöminenin ısısı ortamı fazlasıyla romantikleştiriyor.

Gelelim Abant Gölü'ne :)) İlk gittiğimiz gün çok fena tipi vardı ve iki Adanalı olarak çok zorlandık karda yürümekte. O yüzden gölün 7 km'lik çevresini tamamlayamadan geri dönmek zorunda kaldık. Ama yılmak yok. O gölün çevresi turlanacak :) Sis ve tipinin olmadığı diğer gün tekrar oradaydık ve Abant'ı bütün ihtişamıyla görebildik sonunda :)

bu atlar Abant Gölü'nün girişinde duruyorlar. isterseniz gölün çevresini atlarla ya da faytonla gezebiliyorsunuz. Biz yürümekten yana olduğumuz için atları es geçtik. 

 o yürümekte zorlandığımız tipiden sonraki kar seviyesi bu. Hayatımda ilk defa bu kadar fazla kar gördüm diyebilirim sanırım.

Yürürken iki tarafınızda da devasa ağaçlar var. Kendinizi bazen ormanın derinliklerinde kaybolmuş hissedebilirsiniz :) ve dipnot: Karşınıza sürekli köpek sürüleri çıkacaktır. Bu yüzden sizin yanınızda yürüme isteyen daha evcil köpekleri kovmayın. Çünkü onlar sizi o sürülere karşı koruyacak. Zaten siz istemeseniz de peşinizden geliyorlar bu şirin köpekler.

 Şirin köpeklerden bir tanesi adı Max çok güzel bir sibirya kurdu. benim de iki tane sibirya kurdum olduğu için ona ayrı bir sevgiyle yaklaştım :) Yavrum benim oyun oynarken kara saplandı. Onu kurtarayım derken ben de belime kadar kara gömüldüm :)) Ama güçlü supermanim bizi hemencecik kurtardı :))

Abant Gölü'nün eşsiz güzelliği karşısında söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum.

El değmemiş ayak basılmamış karın saflığı o kadar güzel bir görüntü ki...

Bu ev de Bolu'nun merkezinde geleneksel Bolu evi deniliyor bu evlere. Bolu da böyle evlere çok sayıda rastlamak mümkün.

Bolu aslında büyük bir şehir değil. Bolu'ya çok katkı sağlamış olan iş adamı İzzet Baysal bir üniversite kurarak Bolu'yu üniversite şehri haline getirmeyi başarmış. Bolu insanları İzzet Baysal'ı çok seviyor. Çoğu dükkanda fotoğraflarını görebilirsiniz. Ve Anadolu'nun birçok yerinde olduğu gibi Bolu insanı da çok sıcak, çok sevecen. 

İnşallah Abant ve Bolu hakkında sizde küçük de olsa bir fikir oluşturabilmişimdir. Bolu gittiğinize pişman olmayacağınız bir şehir. Bu arada Bolu'ya gitmişken Kubbealtı'nda yoğurtlu gözleme yemeden gelmeyin :)

İyi tatiller, en güzel günler sizin olsun, yüzünüzden gülümseme hiç eksik olmasın :))